Scroll to top

Hormonal Sistem karmaşıktır. Hormonlar, kan dolaşımı yoluyla taşınan kimyasal habercilerdir.

Görevi, vücudun her yerine mesajlar göndermektir ve her bir hormonun kendine özgü bir mesajı vardır ve hormonlar dengede olduğunda sorunsuz bir iletişim ağından söz edebiliriz. Herkes birbirini dinliyor ve cevaplandırıyordur.

Yine de her zaman sorunsuz bir iletişim ağına sahip olamayabiliriz. Bazı durumlarda hormonlar karmaşık ve gürültücü bir hale gelebilir. Sesini duyuramıyor ve duyurmak için daha çok ses çıkarıyor olabilir. Öte yandan, diğerleri sessizleşebilir. İletişim uyumu bozulabilir ve hormonal dengesizlik yaşanabilir.

Hormonal dengesizliğe neden olabilecek faktörler çok çeşitlidir,

Ancak en önemlileri şunlardır:

  • Stres
  • Enflamasyon ve bağışıklık sistemi düzensizliği
  • Mikrobiyom içindeki dengesizlikler
  • Detoksifikasyon yollarına aşırı yüklenmek
  • Hormon Bozucu Kimyasallar
  • Diyet ve Yaşam Tarzı Faktörleri
  • Ve bazı ilaçlar

Bu yazıda Doğurganlık Sağlığımızı anlamak için 6 temel hormon üzerinde duracağız.

ÖSTROJEN HORMONU DENGESİZLİĞİ

Östrojen, kadın sağlığı için önemli olan bir grup hormon için kullanılan terimdir. Tüm dişi üreme organlarının ve dokularının olgunlaşmasında ve sağlıklı çalışmasında rol oynarlar.

Üreme Çağımızda-ergenlikten menopoza kadar-

Östrojen esas olarak yumurtalıklardan üretilir.

Üç tür östrojen şunlardır:

Estradiol- menopoz öncesi yumurtalık hormonu

Estrone-menopoz yıllarının yumurtalık hormonu

Estriol- gebelik sırasında yüksek seviyelerde bulunan zayıf bir östrojen


Östrojen Yüksek Seyrettiğinde,

Mide bulantısı, göğüs hassasiyeti, insülin direnci, sıvı tutulumu, anksiyete, ağır adet kanamaları, fibrokistik veya hassas göğüsler, düzensiz adet döngüleri ve unutkanlığı (ileri derecede hafıza kaybına) neden olabilir.

Östrojen Düşük Seyrettiğinde,

Depresyon, düşük libido, orgazm güçlüğü, vajinal kurulu, gece terlemeleri ve yetersiz(az) döngülere neden olabilir.

 

PROGESTERON HORMON DENGESİZLİĞİ

Yumurtalıklar yumurtlamayı takiben progesteron üretir. Luteal fazda (yumurtlamadan sonraki döngünün ikinci yarısında) % 1400 artar. Birincil görevi, östrojenin neden olduğu büyümeyi olgunlaştırmak ve durdurmaktır.

Progesteronun birincil görevi, rahmin iç yüzeyini geliştirmektir, böylece döllenmiş bir yumurtanın implante olması(tutunması) için hazır olur. Döllenme ve implantasyon gerçekleşmezse hem östrojen hem de progesteron seviyeleri düşer ve bunu menstruasyon (adet kanaması) takip eder.

YÜKSEK PROGESTERON SEVİYELERİ…

Yüksek progesteron seviyeleri yalnızca gebelikte ortaya çıkar. Bu bir dengesizlik olarak kabul edilmez; yüksek progesteron seviyelerinin sürdürüldüğü birkaç durumdan biridir.

Luteal fazın dışında laboratuvar çalışmasında yüksek progesteron seviyeleri gözleniyorsa ve hamile değilseniz, bunun bir endokrinolog tarafından araştırılması gerekir.

DÜŞÜK PROGESTERON SEVİYELERİ…

Yaygın belirtiler arasında ani kanama, lekelenme, dönem ağrısı, fibrokistik göğüsler, sıvı tutulumu, düşük libido, orgazm güçlüğü, sıcak basmaları, düzensiz dönemler, ruh hali değişimleri ve gebelik kaybı(düşük) sayılabilir. Progesteron uzun süre düşük kalırsa kemik sağlığını da tehlikeye atabilir.

TESTOSTERON HORMON DENGESİZLİĞİ

Testosteron, kadınlarda adrenal bezler ve yumurtalıklar tarafından üretilen ana androjendir. (erkeklik hormonu olarak da bilinir).

 

YÜKSEK TESTOSTERON SEVİYELERİ…

Kadınlardaki yüksek testosteron seviyeleri, polikistik over sendromu (PCOS) olarak da bilinen anovulatuar androjen fazlalığının ayırt edici özelliğidir. Belirtiler arasında düzensiz dönemler, akne, erkek tipi saç dökülmesi ve yüz bölgesinde kıllanma bulunur.

 

DÜŞÜK TESTOSTERON SEVİYELERİ…

Düşük libido, vajinal kuruluk, depresyon, yorgunluk, kas tonusu eksikliği, unutkanlık ile sonuçlanır.

 

KORTIZOL HORMON DENGESİZLİĞİ

Kortizol, strese yanıt olarak böbrek üstü bezleri tarafından üretilen bir hormondur. Bunun yalnızca zihinsel ve duygusal stres olması gerekmez. Bu, diyet kısıtlaması, hastalıklar veya yoğun egzersiz dahil her türlü stres olabilir.

 

YÜKSEK KORTİZOL SEVİYELERİ…

Sinirlilik, anksiyete, yorgun ve gergin hissetme, uykusuzluk, düzensiz dönemler, birden fazla yumurtlama denemesi, bunalmışlık veya sadece “stresli” hissetmeyi içerir.

 

DÜŞÜK KORTİZOL SEVİYELERİ…

Düşük kortizol, kortizol seviyeleri uzun süre yüksek kaldıktan sonra ortaya çıkabilir ve daha sonra vücudun üretimini ve tepkisini azaltması gerekir. Belirtiler arasında düşük libido, gece terlemeleri, orta kısımlarda kilo alımı, beyin sisi, düşük stres toleransı, zayıf bağışıklık, yorgunluk ve depresyon bulunur.

 

TİROİD HORMON DENGESİZLİĞİ

Tiroid hormonları, soluk borusunun ön tarafında bulunan, kelebek şeklinde küçük bir bez olan tiroid bezi tarafından üretilir. Kalp atış hızı, vücut ısısı ve gıdalardan enerji elde etme ile yakından bağlantılı olan enerji metabolizmasını yönetir. Düşük tiroid fonksiyonu, üreme çağındaki kadınlarda yaygın bir durumdur. Hashimoto tiroidi adı verilen bir otoimmün hastalık, yetersiz işleyen bir tiroidin en yaygın nedenlerinden biridir.

Bir kişi yetersiz beslendiğinde, çok stresli olduğunda veya bir hastalık yaşadığında tiroid hormonu koruyucu bir şekilde azaldığından, uzun süreli stres de buna neden olabilir.

 

TİROİD HORMONUN YÜKSEK SEVİYELERİ…

Yüksek tiroid hormonu seviyesi, hipertiroidizm belirtisidir. Belirtiler arasında anksiyete, hızlı metabolizma, her zaman sıcak ve terli hissetme, kalp çarpıntısı, hiperaktivite, düzensiz döngüler ve az adet kanaması bulunur.

 

DÜŞÜK TİROİD HORMON SEVİYELERİ…

Düşük tiroid hormon seviyeleri, hipotiroidizmin bir işaretidir. Düşük libido, depresyon, yorgunluk, kilo alımı, saç dökülmesi, soğuğa tahammülsüzlük, kuru cilt, kabızlık, adet döngüsü bozuklukları (tipik olarak düzensiz veya kısa döngüler ve yoğun kanama) ile ilişkilidir.

İNSÜLİN HORMONAL DENGESİZLİK

İnsülinden bahsetmeden hormonal dengesizliklerden bahsetmek doğru olmaz. İnsülin, yarısı sindirim organı, yarısı da hormon organı olarak çalışan pankreas tarafından yapılan bir hormondur. İnsülin, şekerin metabolizmasını yönetir; şekerin enerji oluşturabilmesi için hücrelere taşınmasına izin verir.

Tip I diyabetin nedeni tam bir insülin eksikliğidir. Batı’da giderek daha çok gördüğümüz şey, tip II diyabet ve insülin direncidir. Bu son ikisi, çok fazla şeker tüketildiğinde ve insülinin fazla çalışması gerektiğinde ortaya çıkar. Vücudun insüline tepkisi körelir ve dirençli hale gelir.

Aşağıdaki durumlarda kan şekerinizi kontrol ettirmek ve insülin seviyenizi kontrol ettirmek iyi bir fikirdir:

Bel çevresi kadınlarda 88 santimetreden fazla ise, (veya erkek olarak 100 santimetre)

Gün boyunca enerji dalgalanmalarınızı izliyorsanız,

Karın bölgesinde yağlanma varsa ,

Ve diğer hormonal dengesizliklerden herhangi birinin yaşanması

İnsülin dengesizliği yaşadığınızı işaret edebilir.

Hormonların dengelemenin basit olduğunu ama bir o kadarda bağlılık, iş birliği gerektirdiğini unutmamak gerekir. Sihirli değneğe ihtiyacınız yok, bedenlerimiz saygı duyulması gereken çok daha derin bir bilgeliğe sahiptir. Bu bilgeliğe destek olun. Nasıl mı?

Diğer Yazılarım